Intermittent Fasting
Intermittent Fasting Nedir?
Aralıklı Oruç olarak Türkçede yerini alan Intermittent Fasting bir beslenme türüdür. Günün belirli saatlerinde aç iken belirli saatlerinde tok geçirmek üzerine kurulu bir düzendir. Genellikle kullanılan 8/16 şekliyle örnek vermek gerekirse, günün 16 saatinde sadece sıvı tüketimi (su, şekersiz çay, şekersiz sütsüz kahve vs.) yaparken geri kalan 8 saatlik dilimde yemek yiyip tok kalıyorsunuz.
Peki kahvaltıya ne oldu?
Çocukluğumuzdan beri bize dayatılan “kahvaltı günün en önemli öğünüdür” söylemi ile sabahın erken saatlerinden itibaren vücudumuzdaki insülini yükselterek günümüze başladık hep. Ne var ki yaptığımız en büyük hatalardan biriydi bu. Çağımızın doktorlarının da artık ortak bir kanıda birleştiğini görmek sevindirici… Kahvaltıyı hayatınızdan kaldırın. Doktor Öz de TMZ dergisine verdiği röportajda kahvaltının kaldırılması gerektiğini söylemekte. Peki neden? Çünkü kahvaltı bize dayatılmış bir pazarlama stratejisinden başka bir şey değil… Bir markanın jingle çalışmasında bile “En tatlı sabahlar ….. ile başlar” diyerek aslında kahvaltıda yeri dahi olmayan suni yollarla üretilmiş gıdaların satışının yapılmaya çalışılması sonucu yemek alışkanlığımızı değiştirip bizi kalitesiz tüketime zorlamaktan başka bir şey değil…
Sabah saatlerinde vücudumuza yüksek miktarda şeker ve yağ girişi yaparak insülin değerlerini ne kadar yükselttiğimizi bir düşünün. Peki günün geri kalanında? O sabah tepe noktadaki insülin bir anda düşüşe geçerek öğlen saatlerinde açlık hissimizi tavan noktasına çıkarıyor. Daha çok acıkmamız daha çok tüketim demektir.
Nereden geliyor bu Aralıklı Oruç?
Aslında insanlığın ilk zamanlarından beri var. İlk insanların yaşam şekillerine bakıldığı zaman bu rahatlıkla görülebiliyor. Besine ulaşmanın ve gıdayı saklamanın oldukça zor olduğu dönemlerde insanlar avladıklarını ya da topladıklarını belirli bir süre içerisinde tüketmek durumunda kalıyorlardı. Bu da her zaman besine ulaşamadıkları için günün belirli sürelerini aç geçirmek zorunda bırakıyordu. Avcılık ve toplayıcılık belirli bir zaman aldığı için de daha az beslenip kaliteli gıdalar tüketiyorlardı.
Aslında şimdiki yaşantımıza baktığımızda ne kadar farklı beslenme alışkanlıklarımız olduğunu görebiliyor musunuz? Artık besine ulaşmak ve saklamak o kadar kolay oldu ki doğduğumuz andan itibaren işlenmiş gıdalar ve faydasız kalorilerle beslenmeye alıştık. Enerji açığımızı yağlardan değil karbonhidratlarla kapatmaya başladık. Bu da bütün metabolik düzenimizi değiştirdi.